27 Kasım 2013 Çarşamba

Piyano ve Çocuğunuz

Okul öncesi yaştaki 78 çocuk üzerinde yapılan bir araştırma piyano – IQ (zekâ katsayısı) arasındaki çarpıcı ilişkiyi ortaya koydu: Okul öncesindeki düzenli piyano dersleri çocukların IQ’sunu yüzde 50, hatta daha fazla arttırıyor. Kaliforniyalı iki bilim adamının araştırması piyano eğitimi alan çocukların özellikle matematik ve fen dallarında çok daha başarılı olacağını gösteriyor. Yoksa zeki bir neslin yolu bilgisayar klavyesinden değil de, piyanonun tuşlarından mı geçiyor?

Çağımız rekabet çağı. Öyle ki çocuklar kendilerini bekleyen zorlu sınavlardan galip çıkmak için daha yedi yaşından itibaren çalışmaya başlıyor. Çalışmak elbette etkili ama zeki olmak herkesin harcı değil. İşte bu yüzden, harıl harıl zekâyı geliştirme, arttırma formülleri aranıyor. Geçenlerde Amerikalı iki bilim adamı yaptıkları ilginç araştırmanın sonucunu kamuoyuna açıklayınca eski formüllerin pabucu dama atıldı. Zekâyı geliştirmek için ne genlerle oynamak ne de bilgisayarın esiri olmak gerekiyordu. Zeki bir toplum yaratmanın yolu eski bir dosttan geçiyordu: Piyano.

Bu araştırmanın başında, Kaliforniya’daki Irvine Üniversitesi’nin Öğrenme ve Hafıza Nörobiolojisi Bölümü’nde görev alan fizikçi Gordon L. Shaw ile Wisconsin Üniversitesi’nden psikolog Frances H. Rauscher var. Shaw ve Rauscher’a göre okul öncesi çocukların beyni tıpkı bir plastik gibi ve erken yaşlarda verilecek birtakım eğitimlerle çocuk beynini şekillendirip beslemek mümkün. Piyano ise, özellikle beyin ve beden arasındaki bağlantıyı kurması, hem ruha hem de fiziğe etki etmesiyle bu yöntemin en etkili aracı. Shaw ve Rauscher’in araştırmasına göre, okul öncesi çocuklara piyano dersi vermek, çocukların fen ve matematikte üstün özellikler göstermelerinde gerekli olan zihinsel yapıyı olgunlaştırmanın en etkili yolu.

Zekâya adım adım

İki uzman, müziğin zekâ ile bağlantısı üzerine araştırmalarını uzun zamandır yürütüyor. Bu alandaki ilk çalışmaları “Mozart Etkisi” adını taşıyan bir deney. 1993 yılında “Nature” dergisinde de yayımlanan bu araştırma klasik müzik – IQ ilişkisi üzerine kurulmuştu. Yapılan deneyde 36 lise öğrencisine belli bir süre, her gün 10 dakika boyunca Mozart’ın bir piyano sonatı dinletilmiş, sonuçta çocukların IQ’larında bir artış görülmüştü. Aynı gruba dinletilen new age ve dans müziği ise Mozart’ın yarattığı etkiyi yaratmıyordu. Tek problem, Mozart’ın etkisinin sadece bir saat sürmesiydi.

Shaw ve Rauscher ikinci çalışmayı “Küçük yaşta müzik dersleri almak ve özellikle bir enstrüman üzerinde yoğunlaşmak” üzerine yaptılar. Bunun için en popüler ve en yaygın enstrüman olan piyanoyu seçtiler. Seçimin nedeni, piyanoyu o yaştaki çocukların daha kolay öğrenebilecek durumda olmasıydı. Bu yılın başında gerçekleştirilen deneyler için bu kez anaokuluna giden 78 çocuk seçildi. Bu arada üç – dört yaşlarındaki bu çocukların ailelerinin sosyo – ekonomik – kültürel yapılarının, gittikleri ana okullarının eşdeğer olmasına da dikkat edildi. Ve 78 çocuk dört gruba ayrıldı. Birinci gruba şan ve piyano dersi, ikinci gruba sadece şan dersi, üçüncü gruba bilgisayar dersi verilirken, dördüncü gruptakilere hiçbir şey öğretilmedi. Çocuklar haftada iki kez 15′er dakikalık piyano dersi alıyordu, her çocuğun eşit süreyle ders almasına da dikkat ediliyordu. Sekiz ay boyunca diğer grupların da çalışmaları sürdü. Bu eğitimin ardından 78 çocuğa zekâ testi uygulandığında çıkan sonuç araştırmacılar için pek de sürpriz olmamıştı. Piyano grubundaki çocukların zekâsındaki artış diğer gruptakilere fark atıyordu!

Yüzde 46 daha zeki

Çocuklara deneyin başlangıcında zekâ testi uygulanmıştı. Sekiz ayın sonunda diğer gruplardaki çocukların zekâlarında önemli bir gelişme kaydedilmezken, piyano dersi alan gruptakilerin IQ’larında yüzde 46′lık bir gelişme görüldü. Bütün çocuklar bu ölçüm için beş ayrı teste tabi tutulmuştu. Bu testler, puzzle birleştirmek, gösterilen desenleri yapmak, geometrik şekilleri tanımak, nesnelerin doğru renklerini ve resimlerdeki hataları bulmaktan ibaretti.

Dr. Shaw ve Dr. Rauscher, ilk araştırmalarında bulguladıkları “Mozart dinlemenin birkaç saat süren etkisi” aksine, piyano eğitiminin etkisinin ömürboyu süreceğini söylüyor. Deney üç – dört yaşlarındaki çocuklar üzerinde yapılmış olsa da, 12 yaşına kadar alınan piyano derslerinin etkili olacağını ekliyorlar. Bunu da şöyle açıklıyorlar: “Müzik de tıpkı matematik ya da satranç gibi yüksek beyin fonksiyonları gerektiren bir uğraş. Bu alanlar, aynı zamanda iyi gelişmiş ‘spatial’ zekânın da temelini atıyor. Spatial zekâ, görsel dünyayı algılayabilme, nesnelerin görüntülerini zihinde oluşturabilme ve bunların farklılıklarını kavrama yetisine verilen ad.” İki araştırmacı çocukların yoğrulmaya hazır beyinlerinin bağlantılar kurmak için şekil değiştirmeye müsait olduğunu anlatıyor. “Piyano dersleri sinirleri eğiterek beynin korteksindeki algısal gelişmeyi sağlıyor” diyor Dr. Rauscher.

Yapılan pek çok bilimsel araştırma da bu iki bilim adamının söylediğini doğrular nitelikte. Biyologlar yeni doğmuş çocuğun beynindeki fazla sayıdaki hücrelerden bir kısmının sinirlerle birbirine bağlanmış hücre ağının dışında kaldığını söylüyor. Bebeklerde konuşmaları dinlemek, parlak renkli oyuncaklarla oynamak ve müzik dinlemek gibi durumlar bu sinirleri güçlendirerek çocukta zekâ gelişimini sağlıyor. Shaw ve Rauscher’in araştırmaları da zaten bu temele dayanıyor. İki bilimadamı piyano ya da diğer enstrümanların bu sinirsel bağlantıyı güçlendirdiğini ve çocuğun zekâsını yüzde 46 oranında arttırdığını ispatlıyor.

Müzikteki matematik

Araştırmanın mimarlarından biri olan Dr. Rauscher da çocukken piyano ve çello dersleri almış. Rauscher’e göre bu dersler son derece etkili: “Müzik zihinsel imgelemeyi ve bu imgeleri notaları kullanarak müziğe dönüştürmeyi gerektirir. Müziğin fen ve matematikle bu açıdan çok fazla ortak yönü olduğunu düşünüyorum.”

Türkiye’de müziğin zekâ üzerine etkilerini araştıran M. S. Ü. Devlet Konservatuvarı profesörü Filiz Ali de iki araştırmacının bulgularını destekler nitelikte konuşuyor: “Müzik ne kadar soyut görünse de son derece bilimsel ve matematiksel. Müziğin içinde bir matematik var. Notalar, solfej hepsi matematik üzerine kurulu. Ve piyano çalmak da matematiksel düşünmeye benziyor. Hem beyni hem bedeni çalıştıran piyano, notaları algılayan beynin tuşlara dokunan parmaklara, pedallara basan ayağa emir vermesiyle bir koordinasyon oluşturur. Bu da beynin birden fazla bölgesini çalıştırarak çok yönlü düşünmeyi ve bağlantılar kurmayı sağlar, beynin kullanımını geliştirir.”

Prof. Ali Avusturya, Almanya, Macaristan gibi ülkelerde ana okullarından itibaren çocuklara müzik eğitimi verildiğini söylüyor: “Burada müzik ilkokulları var. Bu okullarda diğer derslerin yanında her gün iki saat müzik eğitimi veriliyor. Ve çocuklara birer enstrüman çalmayı öğretiyorlar.” Filiz Ali’ye göre müzik eğitimi için çocuğun ille de müziğe yeteneği olması gerekmiyor. “Herkesin matematik yeteneği olmaz ama hepimiz okulda matematik öğrendik. Müzik için de bu geçerli. Çok yetenekli olmasa da çocuklara biraz müzik öğretmek onların zekâsını, algılama, öğrenme kapasitesini, koordinasyon kurmasını ve yaratıcılığını geliştirecek, ileride yapacağı meslekte daha başarılı ve kıvrak zekâlı olmasını sağlayacaktır” diyor ve ekliyor: “Benim ders verdiğim öğrenciler şimdi mimar, doktor, antropolog, matematik profesörü…”

Göz doktoru Beril Küçümen beş yaşındayken piyano dersleri almaya başlamış. “Belki de bu sayede okul yıllarımda fen ve matematikte sınıfın en iyilerinden biriydim” diyen Küçümen, beş yaşındaki oğlu Malik’i biraz da bu yüzden konservatuvarın yuva sınıfına vermiş. Malik’in devam ettiği İ. Ü. Devlet Konservatuvarı’ndaki bu sınıf bu yıl kuruldu. Burada beş – yedi yaşlarındaki okul öncesi çocuklara müzik eğitimi veriliyor. Sınıftaki çocukların aileleri de müziğin çocuğa çok şey verdiğine inanıyor.

Yine yuva sınıfı öğrencilerinden beş yaşındaki Berk’in annesi Berrin Özdemir, oğlunun ikibuçuk yaşında notalara ilgi duyduğunu söylüyor. “Notalara ilgisi başladığı anda rakamlarla da ilgilendi. Üç yaşında 100′e kadar sayabiliyordu.”

Müzik eğitimi beyini yoğurup şekillendirirken daha zeki, daha duyarlı ve daha sosyal bir neslin de tohumlarını atıyor. Ama tüm hocalar uyarıyor: “Çocuğunuzun zeki olması için onu piyano başına bağlamayın. Çünkü zorlanırsa nefret edecektir. Müziği ona bir oyun gibi öğretmek en etkili yöntem.”

MİNE AKVERDİ – AKTÜEL DERGİSİ

21 Kasım 2013 Perşembe

Tükiye'de Piyano Almak!


Tekrar merhaba. Bu yazımda ise arkadaşımın başından geçen bir olayı paylaşmak istiyorum sizlerle. Kendisi daha birkaç gün önce e-mail atarak bana bu durumu bildirdi. Hiç değiştirmeden fakat isimleri sansürleyerek yazıyorum. Keyifli okumalar!

"""

Cevdet Ak****, İstanbul

Merhaba Piyano Gurusu,

Geçen dönemde başımdan geçen bir olayı paylaşacağım şimdi.

Uzun zamandır hayalini kurduğum piyanoyu almak için kararımı verdim ve araştırmalara başladım. Bütçe olarak da kendime 3.000 - 7.000 TL arası bir rakam belirledim. Gönül istedi ki yıllardır hayalini kurduğum piyano arzu ettiğim fiyatlar dahilinde olsun, ama yine de güzel bir piyano bulmak için çalışmalara tüm hızıyla devam ettim.

Senin de bildiğin üzere, evim dubleks olduğundan üst kattaki tek odamı piyano odası olarak kafamda belirledim. Buraya akustik bir piyano çok yakışacaktı ve muhteşem tonunu almak için odaya yalıtım yaptırmayı bile düşünmüştüm.

İnternetten yapmış olduğum araştırmalar sırasında açıkçası biraz model ve fiyat / performans açmazında buldum kendimi. Araştırmalarım sonucu Schneider üzerinde yoğunlaştım. Markanın hem Alman olması hem de Türkiye'de satışının bulunması çok cazip geldi. Ve gidip hemen piyanoyu deneme fırsatı buldum. 

Piyanoyu denedikten sonra edindiğim ilk izlenim Fiyat / Performans açısından tam uyumlu olan ve bunun yanında Avrupa'da yapılmış bir piyano olmasıydı. Piyanoyu eve taşıdıktan sonra güzel bir akort yapılmasının ardından kullanmaya başladım.

Haftalar geçiyor ve piyanom ile çok haşır neşir oluyordum. Hatta yeni bir piyano almayı bile düşünmeye başlamıştım. Uzun yıllardır bu mesleği yapan bir arkadaşımın misafir olarak eve gelmesiyle birlikte, çok büyük bir yalanın içinde olduğumu farkettim.

Odaya giren arkadaşım piyano almış olmamın ne kadar güzel birşey olduğu ve müzik üzerine bir şeylerden bahsederken, birden piyanoyu çalmaya başladı, o kadar güzel çalıyordu ki; benim tam gelişmemiş kulaklarımın anlayamadığı akort kaçıklığını da farketmişti. Ben, halbuki bu sesin bu şekilde çıkması gerektiğini düşünüyordum. Ta ki "Aslında bu Çin malı piyanolarda da bu sorun hep var.!" demesine kadar.

Arkadaşıma dönüp "Bu piyanonun bir Alman markası olduğundan, websitesini ziyaret ettiğimden ve çeşitli araştırmalar sonucunda bu karara vardığımdan bahsettim."

İşte o an başından aşağıya kaynar sular döküldü. Arkadaşım olayın iç yüzünü bana tamamen anlatmaya başladı. Esasında, websitesinin Türkiye'de yapıldığı, üretimin Çin'de gerçekleştirildiği gibi gerçeklerden bahsettiğinde artık benim için çok geç olmuştu. Daha sonra yaptığım detaylı araştırmalarda ise bu hakikatin var olduğunu gördüm. Bundan sonra bu tarz harcamalar yaparken dikkat etmek gerektiğini aklımdan çıkarmayacağım. Bu yazıyı sana niye mi yazdım? İşte o alışveriş sırasında yanımda olmuş olman, nelere neden olurdu, bunu merak ettiğim için?

Ya da aynı hatanın bir kez daha tekrarlanmaması için bir dahaki sefere beraber veya "hep beraber" gitsek olur mu demek için :)

Cevdet.

"""

Güzel ve müzikli günler ile...


Piyano Gurusu

16 Kasım 2013 Cumartesi

Piyano Nasıl Seçilir? ve Piyano Seçme Önerileri

Piyano Gurusu olarak bir piyanonun nasıl seçildiğini ve süreçlerini sizlere anlatmak için kolları sıvamış bulunuyorum. Öncelikle nasıl bir müzik tarzına hitap edeceğinizi belirlemiş olmanız gerekiyor. Genellikle birçok marka çeşitli dijital ve akustik piyano sınıfı içermekte. Farklı tazlar için üretilen ve farklı amaçlara hitap eden bu piyanolar ayrıca enstrümanı kullanma becerinize göre de sınıflandırılabilir. Örneğin yeni başlayanlar için başlangıç modelleri önerilirken ve fiyat konusunda esnek bir durum sağlanırken, profesyonel müzisyenler için de farklı seçenekler bulunmakta.

Öncelikle piyano çeşitlerine ve bu konuda uzmanlaşmış markalara bir göz atalım.

Piyanoları ilk etapta Akustik Piyanolar ve Dijital Piyanolar olarak ikiye ayırabiliriz;

1) Akustik Piyanolar

- Akustik Silent Piyanolar
- Akustik Konsol Piyanolar
- Akustik Kuyruklu Piyanolar

2) Dijital Piyanolar

- Dijital Taşınabilir Piyanolar
- Dijital Konsol Piyanolar
- Dijital Kuyruklu Piyanolar

Gördüğünüz gibi birçok seçenek mevcut. Şimdi müzik tarzımıza göre hangi piyanoları seçmemiz gerektiğine bakalım. Örneğin klasik müzik icra edecekseniz, bu durumda Akustik Piyanoları seçebilirsiniz. Dijital piyanoların geldiği boyut artık akustik piyanoları aratmayacak düzeyde olsa bile, akustik piyanolarda her zaman vazgeçilmez bir tat mevcut. Fakat, dijital piyanolar günümüz teknolojisi ile neredeyse akustik piyano performansını bizlere sunuyor. Ayrıca, fiyat, gece evinizde piyano çalma aktivitesi gibi etkenler göz önünde bulundurulduğunda dijital piyanolar etkin seçenekler oluyorlar.

Bu konuda yardımımıza Japon piyano ustası Yamaha markasının Arius YDP141 Dijital Piyano modeli yetişiyor. Çok gerçekçi bir piyano tonuna sahip olan YDP141, fiyat / performans anlamında da bizi tatmin ediyor. Ürünü, Türkiye Distribütörü doremusic websitesinden görebilir ve mağazalarında deneyebilirsiniz.

Akustik piyano seçimi ise tamamen ayrı bir uzmanlık gerektirmekte. Piyanonun fiyat / performans karşılaştırması durumu burada ciddileşiyor. Ayrıca, piyanoların nerede üretildikleri de büyük önem taşımakta. Japon Yamaha, Amerikan / Alman Steinway, Viyanalı Bösendorfer, Amerikalı Baldwin, Çinli Schneider ve İtalyan Fazioli.

Bu değerlendirmelerin ardından fiyat kısmına gelince başlangıç seviyesi için Ritmüller piyanolarına bir göz atabiliriz. Yaklaşık 6000 TL gibi uygun bir fiyatla güzel bir ton alacağımız ve piyanoyu öğrenmek için uzun yıllar boyunca kullanabileceğiniz bir piyano. Alman Louise Renner premium hammerlar, dünyanın en ünlü piyano tasarımcılarından biri olan Lothar Thomma tarafından tasarlanmış yapı ve Alman Röslau teller bu piyanoyu özel kılıyor. Ritmüller UP110 piyanoya ise Ezgi Müzik aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Ayrıca, belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra Steinway, Yamaha, Bösendorfer ve Fazioli gibi büyük piyano üreticilerinin üst modellerini düşünmeye başlayabilirisiniz. Bu üreticiler özellikle akustik piyano kategorisinde hayli yüksek kalitede enstrümanlar üretmekteler ve her türlü ihtiyacınızı karşılacak özellikler sunmaktalar.

Piyanolara ulaştıktan sonra yapmanız gereken; tüm özelliklerini tekrar gözden geçirmek ve satış uzmanlarına merak ettiklerinizi sormak. Ayrıca, piyanonun tonunu denemek için müzisyen bir arkadaşınızla beraber gidebilirsiniz.

Tarzlar ve modeller hakkındaki 2. yazımı ise önümüzdeki haftalarda ekleyeceğim.

Gelecek yazıda görüşmek üzere,
Piyano Gurusu